Ana SayfaMansetAşırı kilo ve aşırı spor kireçlenme nedeni olabiliyor
spot_img

Benzer içerikler

Bizi takip edin

Nuray Tacal

Editör

Sizler için birbirinden değerli ve pratik bilgileri biraraya getiriyoruz.

Aşırı kilo ve aşırı spor kireçlenme nedeni olabiliyor

Aşırı kilo ve aşırı spor kireçlenme nedeni olabiliyor

Genellikle ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan; kilo, aşırı spor yapımı gibi durumlarla tetiklenen ve ağrılar ile kendini hissettiren kireçlenme, özellikle 60 yaş üstü kişilerin kabusu.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak, halk arasında kireçlenme olarak bilinen, en sık olarak diz, kalça, ayak bileği eklemlerinde görülen osteoartritten korunmak için yeme ve spor alışkanlıklarında aşırılıklardan uzak durmak gerektiğini belirtiyor.

En önemli belirti ağrı

Genellikle ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan; kilo, aşırı spor yapımı gibi durumlarla tetiklenen ve ağrılar ile kendini hissettiren kireçlenme, özellikle 60 yaş üstü kişilerin kabusu.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selami Çakmak, “Zaman içinde, belirli bir hastalığa bağlı olarak ya da yaşlanmaya bağlı şekilde eklemlerin yıpranması, aşınması, kıkırdakların deforme olması sonrasında eklem yapısının bozulması” şeklinde tanımladığı kireçlenmeyi seramik kaplı tava örneği ile açıklıyor.

“Omurların arasındaki her bir bağlantı eklemdir. Eklemler, kıkırdak ile kaplıdır. Kıkırdak, ağrısız hareket sağlayan, parlak, kayganlık taşıyan yüzeylerdir. Bu aynen seramik kaplı bir tava gibi düşünülebilir.

Burada tava kemiği, seramik ise kıkırdağı ifade ediyor. Seramikte bir aşınma varsa ve alttaki demir açığa çıkmışsa siz artık o tavayı kullanamazsınız. Çünkü yıpranmıştır. Aynı şey eklemlerimiz için de geçerli.

Eğer kıkırdak tabaka yıpranmışsa ve alttaki kemik açığa çıkmışsa, kireçlenme vardır” diyen Doç. Dr. Selami Çakmak, kireçlenmenin en önemli belirtisinin ağrılar olduğunu söyleyerek konu hakkında şu bilgileri veriyor: “Kireçlenmede en önemli ve en sık rastlanan belirti ağrıdır. Özellikle yürüme sırasında yüke çok maruz kalan ve yıpranma riski en fazla olan diz, kalça, ayak bileğinde ağrılar ile çok sık karşılaşıyoruz.

Kireçlenme ilk belirtisini yürüme esnasında hissedilen, merdiven inip çıkmada ortaya çıkan ağrı şeklinde gösteriyor. Hastalık ilerlediyse ağrıdan sonra kilitlenme dediğimiz dizde hareket kısıtlılıkları da başlayabiliyor.”

“Ağrılar fıtıklaşmada yayılıyor, kireçlenmede ise noktasal”

“Fıtıklaşmada beliniz ağrır, ağrı bir süre sonra bacağınıza vurur, ayak parmaklarınızda uyuşma hissedersiniz. Fıtıkta elektrik çarpması tarzında kalçanızın, dizinizin arkasına doğru yayılan ağrılar vardır.

Kireçlenmede ise ağrılar genellikle noktasaldır” diyen Doç. Dr. Selami Çakmak, kireçlenme ile fıtığın çok farklı hastalıklar olduğunu ve muayene bulgularının da farklı olduğunu belirtiyor.

“Tedavi yöntemi evreye göre belirleniyor”

Osteoartrit tedavisinde seçenekler hastanın durumuna göre düzenleniyor. Hastalığın ilk evrelerinde baston, dizlik, ayakkabı destekleri gibi yardımcıların kullanımı öneriliyor. Eğer hastanın kilosu fazla ise, bu durum kireçlenme riskini arttıracağından kilo vermek de önem taşıyor.

Korunmak için neler yapılabilir ?

Kilo verin: “Vücuda alınacak bir kilo dizin üzerine 5 kilo olarak yansır, dolayısıyla verilen bir kilo da dizin üzerindeki yükü 5 kilo azaltır” diyen Doç. Dr. Selami Çakmak, kilo azaldığı zaman kireçlenme riskinin de azalacağını belirtiyor.

Sporda aşırıya kaçmayın: “Özellikle spor sırasında oluşan ağrıları dikkate almak gerekiyor. Örneğin üç kilometre koştuktan sonra bir ağrı hissediyorsanız durun. Ağrılar bize vücudumuz tarafından verilmiş bir sinyaldir” diyen Doç. Dr. Selami Çakmak, yeme alışkanlıklarında olduğu gibi sporda da aşırıya kaçmamak gerektiğini vurguluyor.

Gün içinde hareket edin: Özellikle ofis çalışanlarının gün içinde kendilerine 5-10 dakika ayırarak gerdirme, çömelip kalkma gibi kültür fizik hareketleri yapmalarını öneren Doç. Dr. Selami Çakmak , “bu şekilde gün daha rahat geçer ve eklemlerin üzerindeki esneklik de sağlanmış olur” diyor.

İlaçtan protez ameliyatına kadar çeşitli tedaviler mümkün

Eklem kireçlenmelerinin tedavisinde erken dönemde kilo verme, yüklenmeyi azaltmak için baston, özel tabanlık, dizlik kullanma gibi düzenlemeler yapılıyor. Hasta fayda görmezse bir sonraki aşamada ilaç tedavisine geçiliyor. “Ağrı kesiciler, ödem önleyici tedaviler, soğuk buz uygulamaları ile hastanın tedavisine başlanabilir.

Yine fayda görülmez ise eklem içi enjeksiyonlar yapılır. Eskiden yaygın olarak kortizon enjeksiyonu kullanılıyordu. Biz bunu artık çok tercih etmiyoruz. Çünkü kortizonun faydasının yanında zararı da olduğu, uzun dönemde kıkırdaktaki yıpranmayı daha da ileri götürebildiği artık biliniyor.

Dolayısıyla erken ve orta dönem kireçlenmelerde kortizon enjeksiyonundan kaçınıyoruz” diyen Doç. Dr. Selami Çakmak, son dönemde PRP ve kök hücre uygulamalarının yoğun olarak kullanıldığını belirtiyor.

Hastanın kendi kanından elde edilen ve PRP olarak bilinen trombositten zengin plazma enjeksiyonu, saç ekiminde, yüz gençleştirmede olduğu gibi ortopedide de son dönemde en çok tercih edilen enjeksiyonların başında geliyor.

Bu uygulamada kanın içinde bulunan ve aslında kanı pıhtılaştırma rolü olan hücrelerin içindeki birtakım iyileştirici ve yenileştirici faktörler bir enjektör halinde toparladıktan sonra dizin içine enjekte ediliyor ve böylece dizin içindeki kıkırdak yıpranmasının durdurulması ve yenilenmesi hedefleniyor. “Bu uygulama ile hastalarda ciddi yararlar görüyoruz. Şikayetlerde yüzde 90’a yakın azalma oluyor.

Türkiye’de bizim yedi yıldır uyguladığımız bu yöntem henüz yüzde yüz kanıtlanmış değil, hakkında bilimsel çalışmalar devam ediyor” bilgisini paylaşan Doç. Dr. Selami Çakmak, bir diğer tedavi yöntemi olan kök hücre uygulaması hakkında da şu bilgileri veriyor: “Kök hücrenin elde edilme yöntemi olarak iki yöntem var.

Bunlardan birincisi kemik iliğinden almak, ikincisi ise karın yağından elde etme yöntemi. Hastanın yaşının genç olması buradaki başarı şansını artırıyor.”

“İleri aşamalarda eklem protezi ameliyatları yapılıyor”

Kireçlenmenin birinci ve ikinci evresinde ilaç, RPR, kök hücre gibi tedaviler kullanılırken üçüncü ve dördüncü evrede yani eklemde ciddi hareket kısıtlılığı olduğunda, kireçlenen eklem yüzeyini değiştirmek için kısmi ya da tam eklem protezi ameliyatları yapılıyor.

Ameliyat kararının hastalığın derecesi, hastanın ne kadar şikayeti olduğu ve hastanın ne istediği ile ilgili olduğunu belirten Doç. Dr. Selami Çakmak, ameliyatların yüz güldürücü sonuçlar verdiğini söyleyerek şu açıklamalarda bulunuyor: “İç tarafta aşınma daha fazla ise bazı hastalarda sadece iç tarafı değiştirme ameliyatı yapılabilir ama iki tarafta da aşınma varsa tam protez dediğimiz bir yüzey değiştirme ameliyatı yapıyoruz.

Protez ameliyatları dünyada yapılan tüm cerrahi ameliyatlar arasında en çok yüz güldürücü olanı. Ameliyat ile hastanın ağrısı tamamen gideriliyor ve yaşam kalitesi artıyor.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise, ameliyatların kişiye özel planlanması. Kişinin tansiyon, şeker, kalp ya da böbrek rahatsızlıkları varsa ona göre planlama yapmak gerekiyor.”

Yorum yapın

Lütfen yorumunuzu kontrol ediniz.
Lütfen isminizi buraya yazınız.

Son içerikler