“İdeal vücut” nasıl olur sorusunun cevabı kime ve nerede sorduğunuza göre değişiyor.
İngiliz şirket (Mükemmelliğin Algıları) adlı projeyi başlattı. Proje, aynı kadına ait üzerinde oynanmış 18 fotoğraftan oluşuyor. Şirket, dünyanın farklı yerlerinden tasarımcılar görevlendirerek ülkelerindeki “güzellik standartlarını” yansıtmalarını istedi.
Güzellik ve mükemmellik algısının, kadınlar ve erkekler üzerinde derin ve kalıcı kültürel etkileri var. Bu proje, güzelliğin “gerçek dışı” standartlarının farkında olmayı ve bu “baskının” dünyadaki çeşitlerini görmeyi hedefliyor.
Şirket, 18 ülkeden seçtiği 18 farklı tasarımcıdan, kültürlerindeki güzellik standartına uygun olacak şekilde, model üzerindeki beş noktanın “düzeltilmesini” istedi.
Tasarımcılar, “ideal vücuda” ulaşana dek bel ve ayak ölçülerinden saçın rengine ve şekline kadar her ayrıntıyı değiştirdi.
18 tasarımcıdan 14’ü kadındı. Bir kadının güzellik standartlarına bakışını algılamak için, Superdrug erkek tasarımcılardan ülkelerindeki kadınların fikrini almalarını da istedi.
Fotoğraflardan bazıları çok az değişikliğe uğramış, diğerleriyse orijinal fotoğrafı “tanınmaz” hale getirmiş. Çin ve İtalya’ya ait fotoğraflarda incecik kollar ve bacaklar var; Kolombiya, Maksika ve Peru ise ince bel, büyük göğüsler ve kıvrımlı kalçalarla geleneksel vücut ölçülerini yansıtıyor.
Kampanyanın çıkış noktası, görünürde yalnızca vücut ölçülerinden ibaret. Ama aslında kadın bedeni üzerindeki süregelen baskıyı da gözler önüne seriyor. Özellikle moda dünyasının dikte ettiği güzellik anlayışı, kadınların bedenlerinden “nefret etmelerine” ve kendileriyle olan bu kavganın onları mutsuz ve özgüvensiz bireyler haline getirmesine neden oluyor. Kadınların kendilerine hatırlatmalarını istediğim bir şey var: “Ölçüleriniz” ne olursa olsun, çok güzelsiniz!